28 Kasım 2014 Cuma

Balina Süleyman'ın Dokuz Yüz Otuz Birinci Dünya Turu

0 yorum
Yeniden merhaba, bugün cuma sanıyorum hepimiz için en yoğun gün.Neyseki hafta sonu tatile giriyoruz iki gün çok iyi gelecek, :) şahsen ben bu hafta çok yorgunum tabi bu durum yazmaya engel değil. İş saatinin bitmesine daha 3 saat var :)
  Bir, iki hafta önce instagram hesabımdan resimlerini paylaşmıştım fakat ancak yazabiliyorum. Malum iş yoğunluğu. Blog için hazırladığım bir defterim var buraya yazmadan önce deftere yazıyorum,buraya yazmak zaman alıyor. Benim işim genel olarak dışarlarda geçiyor. Hal böyle olunca teknolojiden de biraz uzak biri olarak defter kullanıyorum :) bakalım neler yazmışım :) ben daha fazla lak lak yapmayayım :)

   "Balina Süleyman'ın Dokuz Yüz Otuz Birinci Dünya Turu" "Çınar Yayınları" tarafından ilk olarak 2010 yılında çevrilmiş  "Ursula k. Le Guin" kitabıdır. Kitabın ismi bile okadar güzel ki insanın sürekli tekerleme gibi söyleyesi geliyor :) Yazarımızın sadece  çocuklar için değil yetişkinler için de kitapları bulunmaktadır. "Fantastik Edebiyat"ın önde gelen ABD'li  yazarlardandır.Yazarın "Çınar yayınları" haricinde başka yayınevlerinden de çıkmış çocuk kitapları var. Zamanla onları da yazarım sizlere.
   Kansas sahilinden çok uzaklarda ormanlarla kaplı büyük bir ada vardır.Ormanların ortasında küçük bir düzlük bulunur,güneşin ılık ılık parıldadığı sessiz bir yerdir burası. İşte bu düzlükte bir zamanlar bir zürafa ile boğa yılanı yaşardı. Erkek zürafa ve dişi boa yılanı arkadaştı ve ikisi de filozoftu. Artık orada yaşamıyorlar,çünkü bir sabah düşüncelerle dolu uzun bir sessizlikten sonra zürafa kafasını kaldırıp "gün sabah ile öğlen arasında" dedi.
   "Ne?" dedi boa yılanı, burnundan başlayıp kuyruğunun ucuna kadar dalga dalga ilerleyen bir titremeyle yerinden sıçrayarak. Korkuttuğu için özür diler zürafa ve
-boğa yılanı "Nereye"  diye sorar
-"Denize" der züraf.
-"Neden olmasın" der boa yılanı ve yola koyulurlar.
   Bu yolculuk sırasında zürafa ve boğa yılanı fiziki yapıları hakkında birbirlerine sorular sorar filozofça. :) Zürafa, boa yılanının kuyruğunun nerede başlayıp vücudunun geri kalanının nerede bittiğini merak eder. Boa yılanı ise zürafanın gözlerinin keskin olup olmadığını ve çok takılarak yürüdüğü hakkında sorular sorar.
   Dere tepe aşar ve sonunda deniz kenarına ulaşırlar.Bu sefer zürafa, boğa yılanının kuyruğunda merak ettiği gibi denizin nerede başlayıp gökyüzünün nerede bittiğini merak eder.Bir kayık görürler ve denize açılmaya karar verirler. İkisi de kendilerini birer denizci gibi hissederler. :) Açıldıktan bir süre sonra ufak bir macera atlatırlar ve sonunda açık denizin ortasına gelirler. Yine sohbet etmeye başlarlar :)
   "Heeey" diye bağırır boa yılanı.
   Merakla sorar zürafa boa yılanının kime seslendiğini
   Boa yılanı da "Ufka" sesleniyorum der.
   Sonra zürafa seslenir ufka :)) ama ufuk onlara cevap vermez.
   Zürafa "Ufkun aralarındaki mesafeyi koruduğunu" söyler. Boa yılanı da "ufkun" peşine düşebileceklerini söyler ve maceraya devam ederler, :))) denizde fırtınaya yakalanıp bir macera daha atlatırlar..
   Güneş yeniden ılık ılık parlamaya başladı ve iki arkadaş yavaş yavaş kurudu, tam dinleniyorlardı ki önlerinde beyaz bir şey yükseldi.Ne olduğunu anlayamadan gürültülü bir esneme sesi duyuld, ardından uzun süre bir kayma duygusu ve karanlık geldi. Boa yılanı fark etti bir balinanın içinde olduklarını :) Olanları filozofça idrak etmeye çalıştılar:) Balina kendi kendine konuşmaya başladı. Boa yılan çok bilgili olduğu için balinanın konuştuğu dili biliyordu.
   Ballina etrafta kimseyi göremediği için sordu "orada biri mi var?" "Neredesin?"
   "İçeride" dedi boa yılanı.
   Balina daha önce de yutmuş olduklarını düşünerek misafir ettiklerini sırayla saymaya başladı :)
   "Ben Demon arkadaşımın adı da Ophidia" dedi zürafa.
   Balina merakla sordu " nereye gidiyordunuz?"
   Boa yılanı cevap verdi "Ufka"
   "Ufka ha!" Dostlarım bana Kral Süleyman'ın adını vermişler denizlerde yüzen ilk balinanın ikinci oğluyum, dünyanın çevresini dokuz yüz otuz bir defa yüzdüm ve ben bile ufka hiç ulaşamadım!
   Zürafa balinaya "Bay Balina" dünyadaki herkesten daha yaşlısınız, ama siz şimdiye kadar ufka hiç ulaşmadınız diye bu ona ulaşılamayacağı anlamına gelmez, balina kendinden de yaşlılar olduğunu belirterek, hatta yeryüzüne ilk ayak basan filin ufuk hakkında bilgisi olabileceğini söyleyerek onları file götürmek üzere yola koyuldular.
   Hindistan'a ulaştıklarında denizde ses çıkararak filin kıyıya gelmesini sağladı balina.Filden arkadaşlarına "ufuk" hakkında bilgi vermesini istedi
   Fil iç geçirerek anlatmaya başladı......
   Sonra file teşekkür ederek yollarına devam ettiler.

   Kitabımız ufuk çizgisini arayan arkadaşları buluşturuyor :) Fil, boa yılanı ve zürafaya neler mi anlatıyor? okuyup görelim.  Çocuk , yetişkin fark etmeden herkesin seveceği ve okurken düşündürecek bir kitap. 32 sayfa kuşe kağıda basılmış olan kitap canlı çizimleriyle de okuma keyfini arttırıyor. Kaç yaş itibariyle okunmaya başlanabilir diye düşünecek olursak üç ve dördüncü sınıf yaş gurubu için uygundur.
    KEYİFLİ OKUMALAR....

24 Kasım 2014 Pazartesi

Öğretmenler Günü

1 yorum
Merhaba herkese:)
Yine biraz aradan sonra silerleyim. İşler yoğun gidiyor bu ara o yüzden zaman da bulamıyorum yazmaya.
Bugün "Öğretmenler Günü" günün anlam ve önemini hepimiz biliyoruz bizim için her gün öğretmenler günü :) öğretmenlerimize olan sevgimizi bir güne sığdıramayız fakat "Öğretmenler Günü" ne zaman ve nasıl kutlanmaya başlanmış ona bakalım birazda.
   Cumhuriyet kurulduktan sonra devletin önemli sorunlarından biri de eğitim konusuydu. okuyup yazmayı kolaylaştırmak,yaymak,çağdaş öğretim ve eğitim gerçekleşmesini sağlamak gerekiyordu.Bunun için yeni bir alfabe arayışı başlamıştı. Milli Eğitim Bakanlığı 1927'de Mustafa Kemal'in emriyle, alfabe araştırılmaya başlandı.İlk olarak fizik, kimya, matematik derslerinde Latin işaretleri kullanılmaya başlandı. aynı yıl posta pullarında da Latin harfleri kullanılmaya başlandı.
   9 Ağustos 1928'de İstanbul'da Sarayburnu Parkı'ndaki bir halk toplantısında Harf İnkılabı'nı müjdeleyen Mustafa Kemal, yeni yazının da özelliklerini açıkladı. Türk halkı bu yeniiğe kısa bir sürede uyum sağladı.İmzalar değişti, mektuplar yeni harflerle yazılmaya başlandı:) Yeni harflerin öğretilmesi için birçok yerde kurslar açılmaya başladı. Mustafa Kemal, yeni harfleri halka öğretmek için ilk il seyahate başadı.
   1 Kasım 1928'de TBMM'nin kabul ettiği Türk Harfleri Hakkındaki Kanun ile Harf İnkılabı yapılmış oldu.Kanunun çıkarılmasından sonra açılan Millet Mektepleri ile Türk tarihinde ilk okuma yazma seferberliği başlatıldı.

   24 Kasım 1928 tarihinde Millet Mektepleri Taalimatnamesi gereğince Mustafa Kemal Atatürk, Millet Mektepleri'nin başöğretmeni ünvanını aldı. 24 Kasım 1981 tarihinden itibaren "Öğretmenler Günü" kutlanmaya başlandı

Harf Devrimi ile ilgili ben kendime iki kitap buldum ikisini de alacağım. inceledikten sonra sizlerede tavsiye edeceğim tabiki. kalın sağlıcakla....
Tüm Öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü kutlu olsun....

1 Kasım 2014 Cumartesi

Öykülerin İzinde Smyrna'dan İzmir'e

0 yorum
Uzun zaman yine yazamadık :( ama bazı şeyler zamanla oturuyor... gün gelecek size hergün yazılar yazacağız :)
Bugünkü kitabımız da Eda arkadaşımızdan Ege'nin İncisi
Ege'nin incisi İzmir'in tarihini eğlenceli çizimler ve öyküleme yöntemi ile anlatan harika bir çocuk kitabı. Okurken çocuklarınızın sıkılmayacağına garanti veriyorum. Hem ilgi çekici hemde karikatür şeklinde olması açısından çocukların sıkılmadan bitirebileceği bir kitap.
Kitabımızda Yaz tatiline giren Afacanlar Mahallesi'nin çocukları her yaz olduğu gibi bu yaz da eğlenceli faliyetlerle yazlarını çok iyi geçirmenin peşindedirler. Mahalledeki çocuklar kendileri gibi araştırmayı ve keşfi seven tüm yaş grubundan çocukları bir araya toplarlar ve yeni oyunlar bulma atölyesi, ağaç ev yapımı vs. gibi etkinliklerle yazlarını en verimli şekilde geçirirler.  Bu afacanların oluşturduğu grubun bir de adı vardır. "Süper Araştırmacılar Klübü"
Bu klübe girmek çok kolaydır sadece araştıran ve keşfeden olmak yeterlidir. Grubun bir de parolası vardır. Yazın tükettiğimiz en lezziz yiyecek.. tabiki DONDURMA!
Grubun lideri Can adında bir çocuktur. Ve bu yaz farklı birşey yapılmasını istemektedir. Yaşadıkları şehrin tarihini öğrenmek gibi bir konu atar ortaya ve bu herkes tarafından çok ilgi çeker. Bütün çocukları bir heyecan sarar. Fakat bu geziyi tek başlarına yapamayacakları için Öğretmenleri de onlara katılmaya karar verir. Zehra öğretmenin de katılacağını duyan çocuklar sevinirler  ve Zehra öğretmen hemen ailelerden gezi  için izin alır. Ve izmir'in derinliklerinde çocuklar için gizemli ve eğlenceli bir yolculuk başlar.
İlk durakları İzmir'in ilk yerleşim yeri olan Bornova, Yeşilova Höyüğü ile başlar. Burada onlara Arkeolog Zafer Derin eşlik edecektir.  Yeşilova sekiz kez üstüste kurulmuş bir yerleşim yeriymiş. Atalarımız burada tarımcılığı, saz ağaçlarından ev yapmayı, hayvanları evcilleştirmeyi öğrenmişler. Kil kullanarak testiler yapmaya ve bitki liflerinden elbise bile yapmaya başlamışlar. Bunların dışında taş ve kemikten de süs eşyaları bile yapmışlar. Gerçekten çok ilginç. İnsan'ın zekası hiç tükenmek bilmeyen devamlı üretmeye dayalı bir yapıdır. Atalarımız gibi üretmekten ve yeni icatlar yapmaktan hiçbir zaman vazgeçmemeliyiz. Her başarısızlık, aslında başarıya bir adım yaklaştırır bizi!
 İzmir tarih boyunca farklı kültürlere, dinlere, milletlere ev sahipliği yapmıştır. Ve İzmir'de  çok fazla deprem, yangın gibi doğal afetler olduğundan dolayı kentler devamlı yıkılıp yeniden inşa edilmiştir. İzmir şuan'da da içinde her millet ve her dinden insanın birlikte yaşadığı barış dolu bir kenttir. 
Yeşilova'da başlayan hikayemiz İzmir körfezi, Atena'nın Tapınağı ve İzmir'in diğer tarihi yerleri ve birbirinden eğlenceli hikayelerle devam eder. Kitap 10+ yaş grubuna hitap etmektedir. Aslında büyüklerin de okuyabileceği bir kitaptır. :)  Bu öğretici ve bir o kadar da eğlenceli kitap okunmak için raflarda sizleri bekliyor. Herkese keyifli okumalar.
 

İANUS KİTAP Copyright © 2012 Design by Ipietoon Blogger Template